Eğitim

Artık okullu olduk

okulun ilk günü

Çağın, Eylül ayının ilk günü ilkokula başladı. Kucağıma ilk kez alıp, o mis gibi kokusunu ciğerlerime çektiğim günün üzerinden takvimlere göre 5 yıl 10 ay bana göre ise kısacık bir an geçmişken, yemyeşil bahçeli okulunun bahçesinden sınıfına uğurladık onu maaile. Maaile diyorum çünkü çok şükür ki anneanne, babaanne ikilisi de babası ve benimle birlikteydi o gün.

ilkokulun ilk günü

İlkokulda birinci ayımız bitmek üzere. Dokuz günlük uzun bayram tatilini ve ateşlendiği için gidemediği iki günü saymazsak tabi. İlk iki gün oryantasyon programı çerçevesinde öğlene kadar okulda kaldılar. İlkokulun ilk günü uzun açılış töreninin ardından, isimleri tek tek okunarak toplantı salonundan öğretmenleri ile ayrılıp, sınıfın yolunu tuttular. O, sınıfa doğru ilerlerken bir sürü şey geçti aklımdan: Benim minik bebeğim hangi ara bu kadar hızla büyüyüp, kendini bekleyen hayata, arkasına bile bakmadan böyle koşar adım gider olmuştu.

Neyse…Çok şükür ki mini mini birler arasında ilkokulun ilk günü ağlayan, ‘’Sen de gel anne.’’ diye tutturan olmadı. Onlar sınıfta öğretmenleri ve arkadaşları ile tanışırken, okul biz velilere bir oryantasyon toplantısı düzenlemişti. Bedenim uzun ve sıkıcı veli toplatışında iken ruhum ve kalbim sınıfta Çağın ile birlikteydi. Bir yandan acaba şimdi neler yapıyordur, öğretmeni ve arkadaşları ile neler konuşuyordur diye düşünürken bir yandan da kendi ilkokula başladığım günü zihnimde canlandırıyor, neler hissedip, düşündüğümü hatırlamaya çalışıyordum. Çağın’ın anaokuluna alışma süreci biraz sancılı geçtiği için acaba ‘’Aynı şeyleri ilkokul için de yaşar mıyız?’’ diye az da olsa endişeliydim.

Toplantı bitip de sınıfın önüne gittiğimde endişelerimin yersiz olduğunu gördüm. Sınıfın penceresinden kafamı uzatıp, içeri baktığımda Çağın arkadaşları ve öğretmeni ile koyu bir sohbete dalmıştı.

Sınıftaki kısa tanışma faslının sonrasında ilkokulda ilk öğlen yemeği yenildi. Bu sırada dayanamayıp yemekhaneye girip, çocuğunun yemeğini yediren, yemek yiyip yemediğini kontrol eden anneler oldu ama ben çok şaşılacak bir şekilde yemekhaneye dalan annelerden değildim.

Dersler, iki günlük okula alışma programının ardından hemen başladı. İlk ödevler verildi.

Daha ilk haftadan kendine bir kanka edindi. Tüm teneffüslerde birlikte oynuyorlar. Akşam eve gelince Deniz’le olan maceralarını anlatıyor heyecanla. Bana bazen öyle geliyor ki okula sadece Deniz’le oyun oynamak için gidiyor.

Ha bir de sabah dansı için olabilir. Duyunca hem çok şaşırdım hem de çok sevindim. Sabahları tüm okul bahçede toplanıp, derse girmeden önce, yüksek sesli, hareketli müzikler eşliğinde dans ediyorlar. Bence çok güzel bir uygulama.

okulun ilk günü

İkinci haftanın ortasında öğretmenimiz veli toplantısını yaptı. Çağın babaanne ve anneanne ile okulun bahçesinde bekledi, biz Barış ile oldukça uzun süren veli toplantısına katıldık. Özetle ‘’Tam 40 yıllık öğretmen olduğunu ve 19 defa birinci sınıf okuttuğunu ‘’söyledi öğretmenimiz ve ‘’bana güvenin.’’ dedi. Tabi ki hem  ona hem de okul idaresine çook güveniyoruz. Ödev yaparken kontrol etmemiz gerektiğini söyledi ama asla onun yerine ödevlerini yapmamamızı ve çantasını hazırlamamamızı da sıkı sıkı tembihledi. ”Çocuklarınıza fırsat verin, kendi işlerini kendileri yapsınlar, kıyafetlerini kendileri giysinler.” diye de ekledi. Tam benlik söylemler….

Birinci ayın sonu itibarı ile evde okuldan çok güzel bahsediyor. Arkadaşları ile oynağı oyunları, öğretmeninin ders anlatış şeklini tek tek anlatıyor. Biliyorum ki iyi ve güveli bir okula gidiyor ama işte bende bir merak, bir merak…Öğlen yemeklerini ve ara öğünlerini bitiriyor mu? Sınıfta arkadaşları ile arası nasıl? Derslere katılıyor mu? Herhalde hepimiz aynıyız değil mi?

Önce yavaştan başlayan ödev yoğunluğu giderek artıyor. Çok erken kalktığı için akşam en geç 08.30’da yatağa girmiş oluyor. Çocuk akşam eve geldiğinde ne yapacağını şaşırıyor: Yemek mi yesin, oyun mu oynasın, ders mi çalışsın? Öyle sanıyorum ki Çağın, bir süre sonra kendi hafta içi rutinini kendi oluşturacak, su akacak yolunu bulacak. Yeni ve maceralı bir yolun daha başındayız anlaşılan…

Çağın, anneciğim… Mis kokulum… Umarım bu yolda çok eğlenir, harika arkadaşlıklar ve dostluklar yaşarsın. Umarım öğrenme isteğin hiç törpülenmez, hayal gücün hep 6 yaş renkliliğinde kalır. Sana dayatılanları yapmak zorunda olduğun değil, kendi yolunu kendin çizeceğin, kendi yönünü bulabileceğin yıllar katar okulun sana. Umarım….

Yazar Hakkında

Dr. Elif Pınar Çakır

Merhaba! Ben Dr. Elif Pınar Çakır. Anne, çocuk doktoru ve eşim. İflah olmaz bir iyimser, ruhu gezgin, kendi gezgin bir maceraperest, mucizelere ve peri masallarına inanmaktan hala vazgeçmeyen biriyim. Güncel Anne'ye hoşgeldiniz!

Yorum Bırak