Çağın Aras, geçtiğimiz eğitim öğretim yılında, 3 yaş 10 aylık iken, 5 tam gün okula başladı. İdeal olanı 3 yaşında, haftada bir kaç yarım günle başlaması ve okulda geçen sürenin kademeli olarak artırılması idi. Ama bizim şartlarımız ve yaşadığımız şehirde yarım gün eğitim veren, düzgün bir kurum olmayışı; 4 yaşına bir kaç ay kala, tam zamanlı okullu olmasını gerektirdi Çağın’ın.
O günden sonra da bir dizi hızlı değişim gerçekleşti bizim evde. İlk günlerde okula gitmemek için ayak direyip, her sabah evde ayrı bir kriz çıkarsa da benim hiç de ummadığım kadar kısa bir süre içinde alıştı okuluna, öğretmenlerine ve arkadaşlarına. Öyle ki, uzun tatillerde ‘’Okul ne zaman açılacak anne’’ soruları ile bunalttı beni.
Okul öncesi eğitimin gerekliliğine ve önemine inananlardanım. Geçen yıl Çağın’a okul seçerken çok araştırdım. Neredeyse şehirdeki tüm okul öncesi kurumları tek tek gezdim. Mutlu olabileceği, severek gideceği, çocukları eleştirel düşünceye sevk edebilen, bireysel farklılıkları göz önüne alan bir okul aradım. İstedim ki kocaman bahçesi olan bir okulu ve o bahçede oyun oynayabileceği bi dolu arkadaşı olsun. İstedim ki okuluna severek gitsin. Uzun arayışlar sonunda da şimdiki okulunda karar kıldım.
Geçen zaman, bana bu konuda ne kadar doğru bir karar vermiş olduğumu gösterdi. Hem okul idarecilerinin hem de öğretmenlerin iletişime açık tutumları sayesinde Çağın, pek çok konuda gelişim gösterdi. Okullu hayata nasıl alışacak, okulda mutlu olabilecek mi derken koskoca bir yıl geçti bile. Kapıda, kenarda hiç bir şeye karışmadan oturup; hüzünlü gözlerle etrafı seyrettiği ilk okul yılı macerası, keyifli ve eğlenceli zamanlar belleğine işlenmiş olarak bitti geçtiğimiz ayın ortalarında.
Tüm yıl her gün sabahın köründe, hiç sızlanmadan uyanıp; hazırlanıp yollara döküldü. Bir sürü arkadaşı oldu. İngilizce ve matematikle, dans ve sporla tanıştı.
Matematiği, her gün gördükleri İngilizce’yi ne kadar öğrendi bilemem ama oğlumun gözümün önünde ürkek bir bebekten, her geçen gün daha sosyal, daha girişken bir çocuğa dönüşümünü gururla izledim geçtiğimiz 10 ay süresince.
Geçtiğimiz yıl boyunca paylaşamanın güzelliğini öğrendi Çağın. Arkadaşlarıyla oyun oynamanın keyfini keşfetti. Evden ve ailesinden farklı dünyalar olduğunun ayrımına vardı.
Sporla tanıştı. Yüzmeyi öğrendi.
Satranca başladı.
Haziran’ın 12’si Çağın’ın ilk okul yılının, son günüydü. 10 ay önce kafamda binbir soru ile bıraktığım sınıfın kapısından bu sefer biraz hüzünlü aldım onu.Tatile giriyoruz diye biraz hüzünlüydü. Şimdi önünde koca bir yaz tatili var: İlk okul tatili. Bakalım Eylül’de okulunu yeterince özlemiş olacak mı?