Daha önce de söylediğim gibi taşınıyoruz a dostlar. Sanmayın ki hüzünlü bir veda yazısı olacak bu. Denklerimizi yaptık büyük bir heyecanla yolculuğa hazırlanıyoruz. Evde yıkanmadık, ütülenmedik, elden geçmedik eşya kalmadı. Perdeler, çarşaflar, nevresimler, havlular tek tek yıkandı; özenle ütülenip hurçlara konuldu.Tüm yastıklar, yorganlar, yataklar tek tek elden geçti. Ne kadar halı, koltuk, kanepe, sandalye varsa yıkandı. Kayınvalidem ve yardımcımız yeni evimize bir toz zerresi bile götürmemek için gizli bir anlaşma yapmışlar sanki kendi aralarında. Bu kadar iş yapılırken oflayıp poflayıp, sık sık yorgunluktan dem vurmamız gerek değil mi? Iıh…Yok.. Babilik (kayınvalideme Çağın’ın verdiği isim), ben ve eşim; yüzümüzde tuhaf bir gülümseme, kalbimiz pır pır gece yarılarına dek koli yapıyoruz. Evdeki bu heyecan dalgasından etkilenmeyen tek kişi var: Çağın.
Yaklaşık iki aydır Çağın’ı bu taşınmaya hazırlıyoruz. Yeni evimizin ne kadar güzel olduğunu anlatmaya çalışıyor; yeni arkadaşlarından bahs ediyoruz. Evde sık sık şöyle diyaloglar yaşanıyor:
_Annecim Adana’ya taşınacağız.
_Adana kötü!
Ya da;
_Çağın, yeni evimiz çok güzel.
_Yok bu ev güzel!
Veya;
_Çağın’ın yeni arkadaşları olacak:Çınar, Cansın, Mert…
……
Ona zor olacak farkındayım ve endişeliyim. Dört aylıkken geldiği, ilk adımlarını attığı, ilk cümlelerini kurduğu bu evden taşınmak; onun için güç olacak…Bebekliğinden bu yana haftasonları hariç her gün gördüğü ve çok sevdiği bakıcı halasını çok arayacak.
Ama bize iyi gelecek bu değişiklik. Öyle hissediyorum.. Ya da öyle olmasını tüm kalbimle istiyorum diyelim.
Öyle ya da böyle taşınıyoruz işte sonunda… Bu şehre adım atışımızın üstünden tam tamına 1 yıl 11 ay ve 23 gün geçtikten sonra; otuz yıl önce yine bir kış günü ayrıldığım, çocukluğumun geçtiği, mevsimi gelince sokakları portakal çiçeği kokan şehre taşınıyorum. Üstelik doğduğum hastaneye doktor olarak geri dönüyorum.
Not: Bu süre içerisinde Güncel Anne yazılarına kısa bir süre _yeni evine kavuşuncaya dek_ara verecektir.
Hoş geliniz Adanamıza…
Hoşbuldum