Doktor olmayı, tıp fakültesine gitmeyi ben seçmedim. O dönem ailem özellikle de annem tıp fakültesine girmem konusunda oldukça ısrarcı oldu. Bana da doktor olmaktan başka seçenek kalmadı. Ama çocuk doktoru olmayı ben seçtim. Bir insanın hayatında önemli olmak, hayat kurtarmak, minicik çocukların, bebeklerin acılarını dindirmek istedim. Pediatriyi seçerken kolay olmadığını, gecelerce uykusuz kalmam gerekeceğini, çok yorulacağımı biliyordum. Ancak bilmediğim bir şey vardı: O da anne olacağım ve bu zorluğun kat kat artacağı… Hastaneden eve yorgun argın, uykusuz gelip uyumak yerine evde beni 36 saattir bekleyen evladımla bu sefer de annelik mesaine devam edeceğim elbette aklımın ucundan bile geçmiyordu TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı) tercihlerimi yaparken.
Hayatımın Çağın’lı ilk yılından aklımda kalan en net şey uykusuzluk, yorgunluk ve buna eşlik eden kemik ve kas ağrılarımdı. Üstelik o dönem nöbet tutmuyordum. O zamanlar tüm bunların Çağın büyüdükçe azalacağını düşünüyordum. Ama yanılmışım.
Zaman geçtikçe uyku saatim arttı ama bendeki kemik ve kas ağrıları geçmedi. Yorgunluk ve kas ağrıları hayatımın bir parçası oldu. İnsan kronik bir olumsuzluğun, stresin veya mutsuzluğun içindeyken durumun farkına ne yazık ki varamıyor. Zannediyor ki bu yaşadığı şey onun hayatının bir parçası. Oysa öyle değil, olmamalı…
Çağın okula başlayıp, nöbet sonraları uyuma imkanım ortaya çıkınca da kemik ağrılarım geçmedi. Çünkü nöbet çıkışı bu sefer de evin eksik malzemelerini alma, evdeki birikmiş işleri yapma gibi çeşitli misyonlar yükledim kendime. Okula başladığı için tüm gün esaslı bir şekilde yorulan Çağın gece sadece bir iki kez kalkıyordu artık. Ama ben hala yorgundum. Bu kadar kas ve kemik ağrısı çekerken geçen sene tüm tetkiklerimi yaptırmaya karar verdim. Kim bilir belki de önemli bir hastalığım vardı. Nihayet tahlillerimin sonunda bende D vitamini eksikliği ve insülin direnci olduğu ortaya çıktı. Kas ve kemik ağrılarımın nedeni bu olmalıydı. Kilo ve hareketsiz yaşam biçimimden dolayı insülin direncim olabileceğini düşünüyordum ama D vitamini eksikliği doğrusu beklediğim bir şey değildi. Dört mevsim güneş olan bir şehirde yaşıyordum ne de olsa. D vitamini eksikliği astımdan, diyabete, meme kanserinde sık enfeksiyon geçirmeye dek pek çok şeyle suçlanıyor artık. Nitekim D vitamini kullanmaya başladıktan sonra kas eklem ağrılarımda belirgin bir azalma oldu. Aynı başarıyı insülin direncimi azaltma konusunda gösteremedim maalesef. Kullanmam gereken ilaca başladım ama devam ettiremedim. Üstelik kilo da veremedim.
Gene bir süredir her yerim ağrıyor. Düzenli D vitamini kullandığım için D vitamini eksikliği yok şu anda. Ama özellikle kış başladığından bu yana kendimi çok yorgun hissediyorum. Öyle ki Instagram’da geriye dönüp baktığımda sık sık çok çalışmaktan ve yorgunluktan yakındığım postlar paylaşmış olduğumu görüyorum. Bunun sadece insülin direncimle veya D vitamini eksikliği ile ilgili olmadığını, çok çalışıp, az dinlenmekten kaynaklandığını biliyorum. Ve bu duruma bir son vermek istiyorum artık. Bu yorgun ve her tarafı ağrır halimden kurtulmak istiyorum. Ve kendimce bununla ilgili bir eylem planı oluşturdum.
Yorgunluktan ve ağrılardan kurtulma eylem planı
Kilo vereceğim
Şimdi buna ben bile yüksek sesle güldüm çünkü çook uzun zamandır deneyip de başaramadığım bir şey bu. Baştan kabul etmeliyim ki hiçbir zaman incecik biri olamadım. Bu saatten sonra da incecik olabileceğimi düşünmüyorum. Hamileliğimde sadece 8 kilo alan biri olarak lohusalığımda hızla kilo alışım ben dahil etrafımdaki herkesi çok şaşırttı. Doğumdan sonra kilomu korumada epey zorlandım. Çok uğraştım ama olmadı. Diyetisyenlere gittim, spor yaptım. Ama tam kilo vermeye başlarken araya hep bir şeyler girdi. Yaklaşık bir yıldır (geçici görevler nedeni ile verdiğim 2 aylık zorunlu arayı saymazsak tabii) reformer ve cadillac pilatese gidiyorum. Kilom aynı ama en azından artık daha sıkıyım. Geçen yıl dar olan pantolonlarımın içine bu yıl daha rahat giriyorum. Bu kilo verme işini daha ciddiye alacağım.
Şeker ve beyaz undan uzak duracağım
Hep denediğim ama başarılı olamadığım bir şey bu…Şeker sadece kansere, obeziteye ve diyabete değil aynı zamanda yorgunluğa da neden oluyor. Mümkün olduğunca şekersiz bir hayat süreceğim.
Hareketi artıracağım
Şimdilik haftada iki gün öğlen arası gittiğim pilatese devam. Başarabilirsem haftada 3 gün 15 er dakika koşacağım veya hızlı yürüyeceğim.
İlaçlarımı kullanmayı ihmal etmeyeceğim
İnsülin direnci için kullandığı ilacıma yeniden başlayacağım. D vitamini eksikliği için olanı kullanmaya devam ediyorum zaten.
Ama en önemlisi biraz yavaşlayacağım ve yatağa bir saat daha erken girmeye çalışacağım. Benim için kilo vermek kadar zor erken yatmayı ve az çalışmayı başarmak. Belki işe bu sene bir kış tatili yaparak başlayabilirim..Şöyle bir kaç gün yıllık izin alıp yemeğimizin önümüze geldiği, odamızı dağınık bırakacağımız bir yere gitmek ve tüm gün hiç bir şey yapmadan yatmak istiyorum. Ya da en iyisi işe evin dağınıklığını önemsememekle başlayayım. İnanıyorum ki kemik ağrılarım, kas ağrılarım azalacak ve kendimi daha az yorgun hissedeceğim. Gelişmeleri ara ara sizinle paylaşacağım. Takipe kalın..
Yazınız çok doğal ve içten. Emeğinize sağlık. Bütün bayanların sorunu galiba; kilo ve kronik yorgunluk. Bende çalışan iki çocuklu bir anneyim, sürekli yorgunum ve çalışma hayatı olan biri olmama ragmen bki ‘ ye göre kiloluyum. Yanlış beslenme kurbanıyız sanırım. İş yerindeki bir çok arkadaşım diyetisyene gitti ve süper sonuçlar aldılar. Bu diyetisyen hanım kesinlikle klişeleşmiş listeler vermiyor kimseye. Bu yüzdende başarı oranı çok yüksek. Bende onu deneyeceğim. İnşallah başarılı oluruz.
Merhaba Elif Hanım ben de çalışan bir anneyim birisi 6 yaşında birisi 10 aylik iki çocuğum var.Tabisi sizin yazınızda bahsettiğiniz bütün sıkıntılardan bende muzdaribim.Bir taraftan çocukların ihtiyaçlarına yetişmeye çalışmak bir taraftan ev işleri derken sırt ve boyun ağrıları hayatımın bir parçası haline geldi.Ben bir sınıf öğretmeniyim ve evdeki iki çocuk haricinde sorumlu olduğum 20 çocuğum daha var! Bütün geceyi uykusuz geçirip okula gittiğim günler oluyor okulda çocuklara verimim düşmesin onlara haksızlık yapmayayım diye enerjimin son damlasına kadar kullanıyorum.Dün kulağım agriyor diye doktora gittim kulağımda birşey olmadığını sırtımdaki ve boynumaki kasılmanın kulağıma ve başıma vurduğunu soyledi.Sırt egzersizleri yapmamı önerdi ama ben okuldan geldikten sonra çocuklar yemek ve derken kolumu kaldıracak gücü kendimde bulamiyorum.Size danışmak istediğim birşey var küçük oğlum şu anda 10 ayını doldurmak üzere 34. haftada doğdu ama gelisimi iyi gidiyor.Prematüre doğduğu için ilk aylarda biraz sıkıntı çeksekte şimdi çok neşeli bir bebek.Son dönemde idrar yolu enfeksiyonu kum dökme ve bronşit rahatsızlıkları oldu prematüre olduğu için bünyesi çok zayıf bu hastalıkların hepsi gece uykularını olumsuz etkiledi.Şimdi iyi olmasına rağmen geceleri çok huzursuz hiç durmadan dönüyor sık sık uyanıyor.Emmeyi bir ay önce kendiliğinden bıraktı ama iştahı iyi uyumadan önce mutlaka karnını duyuruyorum idrar tahlilleri temiz çıktı buna rağmen gerek Gunduz gerek gece uykuları çok kötü gündüzleride 2 saat uyuyan çocuk bir saat bile dolmadan uyanıyor.Dişleri henüz çıkmadı hiç kabarma falanda yok abiside 14 aylıkken ilk dişini çıkarmıştı. Ne yapacağımı şaşırmış durumdayım uyku probleminin sebebi ne olabilir? Gündüzleri çok neşeli bir bebek gece ise huzursuz ağlamasa bile hiç durmadan dönüyor. Çok uzun oldu biliyorum kusura bakmayın
Merhabalar elif hanim ayni sikintilar bendede var sixi cook iyi anliyorum cok gecmis olsun benim size sorum su olucak propolis kullanmaya karar verdim fakat esim turuncu bantli olani almis bebisim pre digdu su anda tam iki yasinda mavi banliyi kullanmamiz gerektigini duymustum farkedermi beni bilgilendiriseniz cok sevinirim simdiden tesekkurler
Merhaba çok güzel bir yazı teşekkürler
Ben de 7 aylık hamileyim. Çok zor bir süreçten geçiyorum. Her gün yeni kararlar alıyorum. Ne yazık ki uygulamak cok kolay olmuyor. Sürekli kendimi yorgun hissediyorum. Tam bir işe başlayacakken üşenip bırakıyorum.
Yazınızı çok beğendim cidden kaleminize sağlık 🙂
Eylem planınızı bile yine yorgunluğunuza ek iş bindirmesi biraz ironik değil mi? Yani yorgunsun elbette kilo ver hareketi artır ama bence en başta boş vakit yaratmanın bir yolunu bulacağım olmalıydı.
Sevgiler
Anlatımınız çok kıymetli. Teşekkürler.