Yaşam

Dört yaşın getirdikleri

4 yaş

Geçtiğimiz Ekim sonında 4 yaşını bitirdi Çağın. Dördüncü yaşını bitirdiği geçen sonbahar, beraberinde inanılmaz bir değişimi getirdi. O, çekingen, insan görünce arkama saklanan, istekleri olmayınca kendini yerden yere atan bebek gitti, yerine sosyal, arkadaş canlısı, anlayışlı bir delikanlı geldi. 

Dört yaş ile birlikte hayatımızdaki en önemli değişim okul oldu. Okulu, okullu olmayı başlangıçta pek sevemedi, bir süre her sabah asık suratla gitti okula. Ama zamanla, okula gitmeyeceğim ağlaşmalarının yerini tatil ne zaman bitecek soruları aldı.4 yaş

Okulla birlikte öğle uykuları kalktı. Sevdiği, özlediği arkadaşlar eklendi hayatına. Mustafa, Ayberk, Tara, Birce…

dört yaş

Fotoğraf çekmeyi seviyoruz

Öğlen uykularının kalkmasından mı yoksa tüm gün okulda çok yorulduğu için mi bilemiyorum gece uykuları da düzeldi. Çok zor uykuya dalardı, kitap okuma faslının bitmesi ile sızması bir oluyor. Sık sık uyanırdı, şimdi sadece bazen su istemek için uyanıyor.

Bıcır bıcır konuşuyor. Zaten  bir erkek çocuktan beklenmeyecek kadar konuşkan bir çocuktu; şimdi dört yaş diline vurdu desem yeridir. Ayrıntılarını tam bilmiyorum ama bir grup 4 yaş çocuğunun beyin faaliyetlerini manyetik rezonans  görüntüleme yöntemi ile incelemişler. Çalışma  sonucunda 4 yaş çocuklarında beyindeki en aktif alanın Brocca alanı olduğunu saptamışlar. Brocca, beynimizde konuşma ile ilgili fonksiyonlarımızı düzenleyen beyin bölgesi. Yani 4 yaş demek ”hayatın çenesine vurması demek” çocuklar için. 

Gene muhtemelen okul sayesinde kendi başına ayakkabı ve montunu giyip çıkarabiliyor, kıyafetlerini giymek ve çıkarmak için çaba harcıyor. Çoğu zaman kan ter içinde kalsa da başarıyor.

4yaş

Babasıyla solucan arıyorlar

Yemeklerini başından sonuna kadar kendi başına yiyebiliyor. Akşamları ”Ellerim çok yoruldu anne, yemek yiyemeyeceğim, sen yedir lütfen” dese de, biraz etrafı batırsa da teorik olarak yemeklerini tek başına yiyebildiğini bilmek beni rahatlatıyor. En sevdiği yemek halen içli köfte…

Eskiden bir dakika bile kendi kendine oynamaz, yanında sürekli oyun arkadaşı olarak beni veya babasını isterdi. Artık kendi kendine oynamaktan, yalnız başına kalmaktan hoşlanıyor. Okuldan gelince, ergen gençler gibi odasına çekilip bir süre tek başına Zebra’sı ile oynamaya bayılıyor. Babası ile bir ‘rahatsız etmeyin’ kartı hazırlamışlar onu odasının kapısına takıyor ve o kart kapıda takılı iken yalnız kalmak istiyor. 

4 yaş

Rahatsız etmeyin kartı

Çok şükür ki halen kitap okumayı çok seviyor. Hayvanlar ve dinazorlar bebekliğinden bu yana en önemli ilgi alanı.

Sanırım okulda öğrenmişler. Bir şey isterken sihirli kelimeleri kullanıyor. Geçen gün mutfakta iş yaparken yanıma gelip, ‘’sanırım yardımına ihtiyacım var, lütfen bana yardım eder misin anne? dedi. Çok hoşuma gitti bu kibarlığı.

Artık dışarı çıkmayı, gezmeyi seviyor. Üç-beş ay öncesine kadar en basit şey için bile dışarı çıkarmakta zorlanırdık. Şimdi babası ile baş başa market alışverişine çıkmaya, hafta sonları göl kenarında keşifler yapmaya bayılıyor. 

Ama hala karanlıktan korkuyor, belki de bu yüzden sinemaya gidemiyor, yalnız uyuyamıyor.  Gene haftasonları, oyun oynamak için sabahın altısında uyandırıyor beni. Bitmek bilmeyen sorularına yanıt vermeye çalışmaktan yoruluyorum bazen ama sanırım 4,5 yıllık annelik serüvenimin en güzel zamanlarını yaşıyorum. Özetle iyi geldi bize bu 4 yaş.

Yazar Hakkında

Dr. Elif Pınar Çakır

Merhaba! Ben Dr. Elif Pınar Çakır. Anne, çocuk doktoru ve eşim. İflah olmaz bir iyimser, ruhu gezgin, kendi gezgin bir maceraperest, mucizelere ve peri masallarına inanmaktan hala vazgeçmeyen biriyim. Güncel Anne'ye hoşgeldiniz!

Yorum Bırak