Daha önce bahsetmiştim Çağın uyku sorunu olan bir çocuk(tu). Bir yaşına gelene kadar, günümün yarısı Çağın’ı uyutmaya çalışmak, diğer yarısı da uyur halde tutmaya çalışmakla geçti. Daha sonra yavaş yavaş uyku düzeni oturmaya, gece uyanmaları azalmaya başladı.
Okula başlaması ile birlikte daha hızlı uykuya geçmeye başladı ve gece uyanmaları da hemen hemen bitti diyebilirim. Ama ben gene de bir süre daha o uyanmasa da sanki uyanmış gibi belli saatlerde kalkmaya devam ettim. Alışkanlıktan tabii… Kalkıp, üstünü örtüyor, terleyip terlemediğini-üşüyüp üşümediğini kontrol ediyordum. Zira pek çok çocuk gibi Çağın da geceleri üzerinde yorgan-battaniye tutmuyor. Genelde üzerini örtmem ile havada savrulan bir tekme ile yorganı atması bir oluyor.
Her ne kadar artık gece kesintisiz uyuyor olsa da son zamanlarda yeni bir alışkanlık geliştirdi: Bazı geceler kalkıp, beni uykumun en tatlı yerinde uyandırıp saçma sapan sorular sorular soruyor. Bunu niye yapıyor bilmiyorum. Tahminimce gece yalnız kalıp kalmadığını kontrol ediyor. Kendince bir çeşit yoklama alıyor yani. Bu uyanmaların sıklığı arttı bu günlerde. Ben de bu gece yatmadan önce karşıma alıp konuştum ve ”suyu bittiğinde, bir yeri ağrıdığında, tuvaleti geldiğinde beni uyandırabileceğini ama birazdan sizinle paylaşacağım saçma sapan nedenlerden dolayı beni uyandırmasının beni çok yorduğunu ve uykusuz bıraktığını” anlattım. Anladı mı bilmiyorum ama ben en azından kendi derdimi ona anlattım.
Aşağıdakiler gecenin bir yarısı anneyi uyandırmak için bahane değildir:
Zebram nerede? /(Zebra bir çeşit uyku arkadaşı) Anneciğim zebra her zamanki gibi yatağının içinde.
Susadım. / Yatağının yanında su dolu bir bardak var, kalk ve iç lütfen.
Gece lambası sönmüş./ Nasıl yakılacağını biliyorsun canım.
Sabah oldu mu anne? / Sabah olduğunda ben zaten senden önce uyanmış olacağım anneciğim.
Sırtım kaşındı anne.
Odada sinek var galiba anne. / Bu mevsimde sinek olmaz oğlum.
Bugün oyuncak günü mü kitap günü mü anne?
Sizin evde durum ne? Siz gece hangi muhteşem gerekçelerle uyandırılıyorsunuz?