Yer Adana, tarih 31 Aralık 2014. Kayıtlara Çağın’ın ilk yeni yıl partisi olarak geçsin lütfen.
Dört – beş gündür hasta, hem de çok hastaydı. Ateş düşürücülere yanıt vermeyen ve süreklilik gösteren, 39,5 derecelere ulaşan bir ateşi vardı. Değil okula gitmek, yataktan çıkacak enerjisi bile yoktu. Okula gidemediği günlerde öğretmenini ve arkadaşlarını çok özlemişti. İki -üç gün önceden ‘’yeni yıl partisine gidip gidemeyeceğini’’ sormaya başladı. 29 Aralık’ta hastaneye götürmüş, ağızdan alınan ilaçlar fayda göstermediği için damardan ilaç uygulamasına geçmiştik. Ertesi gün biraz daha toparladı kendini. Tüm gün, sayısını bile hatırlamayacağım kadar çok kez yeni yıl partisine gidip gidemeyeceğini sordu. Sırf çabucak iyileşip partiye gidebilmek için canı istemediği halde yemeklerini yedi, sevmediği halde gözlerini kapayıp, dişlerini sıkarak ilaçlarını içti. Gece uyumadan önceki son sözleri ‘’yarın okuldaki yeni yıl partisine gidebilir miyim acaba anne?’’ oldu.
Yeni yıl sabahı erkenden uyandık. O gece nöbetçi olduğum için gündüz evdeydim. İlk cümlesi ‘’ben bugün okula gideceğim anne’’ oldu. Ateşi yoktu, çok kötü değildi ama halen soluk ve halsiz gözüküyordu. Yataktan çıktı, doğru odasına koştu, Batman kostümlerini giysi dolabından çıkardı. Bir yandan bana bakıyor, bir yandan da kostümünü çantasına yerleştirmeye çalışıyordu. Bana kalsa okula yollamayacaktım ama Çağın vazgeçecek gibi görünmüyordu. Ben de sabahın köründe okula gitmesindense biraz oyalayıp,tam parti saatinde okula götürmeyi planladım. Bir gün önceden öğretmenini aramış, partinin saat 13.30’da olduğunu öğrenmiştim. Geriye bir tek parti saatine kadar Çağın’ı fazla yormadan oyalamak kalıyordu. Vakit geçsin, parti saati gelsin diye aheste aheste kahvaltısını hazırladım, sonra kendim kahvaltı yaptım. Gene kaplumbağa hızı ile çantasını hazırlayıp, üzerini giyinmesine yardımcı oldum.
Asansöre bindiğimizde kalbimde saçma bir heyecan belirdi. Benim daha dün kundakta olan oğlum büyümüş, okula başlamış ve yeni yıl partisine gidiyordu. Heyecanını gördükçe içim bir tuhaf oldu.
Yüzümde kocaman bir tebessüm vardı tüm yol boyunca. Arabayı hemen okulun önüne park ettim. Çağınla birlikte okula ilerleyişimi bir görmeliydiniz. Kalbimde saklı bir gurur, bir heyecan….Sanırsınız dört yaş yeni yıl eğlencesine değil de Harward mezuniyet törenine gidiyorum. Benim minik oğlum göz açıp kapayıncaya kadar büyümüştü. Artık onun da kendine ait, içinde ben olmayan bir dünyası vardı. “Şimdi anaokulunun yeni yıl partisine gitmek için bunca dil döktü, yarın öbür gün gece dışarı çıkmak için dil dökecek” diye düşündüm; gülümsedim.
O gün bir anne olarak çok mutlu oldum ben.Hem hayatının ilk partisine katılıp, eğlenmesine hem de çok istediği bir şey için bu kadar ısrarcı olmasına ve elinden gelen her şeyi yapmasına.
ne kadar azimli vede istekli bir çocuk olduğu bu harekinten belli 🙂
Buarada çok geçmiş olsun…
Çok sağolun güzel düşünceleriniz için.